14 Şubat 2015 Cumartesi

Ego Savaşları - 9: Sevgililer Günü Kırıntıları

Kaçırmak oldukça zordu.

Dolabından sarkan ürkütücü varlığı abartısız şok ediciydi. Bir süre Baekhee kendisinin dolabı olduğuna emin olmak için sıradan metal kapağı dikkatle inceledi. Sonunda farkına vardı ki evet, birisi ona bir gül bırakmıştı. Kız çenesi karnına düşmüş bir biçimde bakakaldı. Bu üstelik sahte, plastik olanlardan da değil; gerçek, yaprakları kadife gibi yumuşak ve müthiş kokulu kırmızı bir güldü bu.

Sanki eli yanmış gibi çabucak elini çekti ve aklı başında hangi insanın ona gül bırakabileceğini merak ederek sağa sola baktı. Tamam bugün sevgililer günüydü, ya da Baekhee'nin verdiği adıyla "Saplar Farkındalık Günü" ama böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyordu. Gülü nazikçe sıkıştırıldığı küçük aralıktan çekip çıkarırken varlığına bir kere daha şaşırdı. Daha önce hiç gül almamıştı...

Bir anlığına inanılmaz kıpır kıpır hissetti, yüzünde geniş bir gülümseme oluştu. Fazla düşünmeden gülü burnuna götürdü ve doğal, yumuşak, muhteşem kokusunu içine çektikten sonra uzaklaştırdı. Dolabını açıp herhangi bir not bulmak için dikkatle baktı. Kitaplarından birinin yanında beyaz, kıvrılmış bir kağıt parçası mutlu mesut yatıyordu. Uzanıp almadan önce biraz tereddüt etti. Not küçük bir parşömen gibi açıldı, Baekhee notun tatlılığına hayretle baktı.

13 Şubat 2015 Cuma

Ego Savaşları - 8

İşler oldukça iyi gitti ve Baekhee Kyuhyun banyodan çıkıp da üzerini giyinmeden önce onu bir defa bile görmemeyi başardı. Odasında ufak bir panik atak geçirip kafasını beş dakika duvarlara vurduktan sonra kız sonunda sakinleşmişti. Kyuhyun banyodan çıkmış, çıktığını belli etmek için de Baekhee'nin kapısını hafifçe tıklatıyordu.

Baekhee Kyuhyun'un uzaklaşmasını bekledi ve banyoya kadar resmen gerçek bir ninja gibi gölgelere saklanarak sessizce ilerledi, banyoda tamamen yalnız olduğundan kesinlikle emin olmadan da kapıyı kilitlemedi. Aslında oldukça çabuk bir duş alırdı, eğer daha beş dakika önce Kyuhyun'un onun durduğu yerde çırılçıplak duruyor olduğu gerçeği birdenbire aklına doluvermeseydi. Sessizce okkalı bir küfür savurdu ve suyu sonuna kadar soğuğa çevirerek bunun üzerinde bir tek fantezi bile kurmamaya yemin etti. Bir şekilde, tanrının da yardımlarıyla, bunu gerçekten de başardı. 

Giyinip hazırlanmayı bitirdiği zaman Baekhee Kyuhyun'u aşağıda bekledi - genç banyosunu kızdan önce bitirmesine rağmen hazırlanması oldukça fazla zaman almıştı. 


10 Şubat 2015 Salı

Ego Savaşları - 7

Pazartesi ailenin üzerine her zamanki bir gün gibi doğdu; ama Baekhee, babasıyla yaptığı konuşmadan sonra kendini kuş gibi hafif ve her şeyi göğüslemeye hazır hissediyordu.

Aslında harika hissediyordu.

Kangin ona ne kadar şişman derse desin, ya da içi de dışı kadar çirkin pisliklerden biri onu aşağılasa bile içindeki o küçük mutluluk kıvılcımı bir türlü sönmüyordu. Bu sabah güneş parlıyordu, kuşlar cıvıldıyordu, havanın kendisi bile şarkı söylüyordu. Bugün güzel bir sabahtı. Bulduğu ilk yerde ailesiyle arasında olanları - yani sansürlenmiş bir halini; hoşlanmayla ilgili olan bölümü atlamıştı - Zelo'ya hevesle anlattı. Genç keyifle yerinde tepindi.

"Amanın, bunlar hassas konular ve hiçbir şey demediler mi?! Yani, hiçbir şey, bu kadar destek... bizim şey yapmamız... kutlama pizzası yiyelim!"

8 Şubat 2015 Pazar

Ego Savaşları - 6

Baekhee bütün pazar sabahını midesindeki kelebekleri yok saymaya çalışarak geçirdi. Annesi Kyuhyun'u öğlen yemeğine davet etmek isteyip istemediğini sorup duruyordu ve Baekhee her seferinde kendini soruyu geçiştirmeye çalışırken buluyordu. Akıl vardı mantık vardı; kız daha Kyuhyun'un numarasını bile bilmiyordu! Akşam yemeğine doğru babası dışlanmış hissetmiş ve bu gizemli Kyuhyun denen kişinin kim olduğunu sorgulamıştı.

"Baekhee'nin bir erkek arkadaşı var!" dedi annesi, bu dünyanın en basit şeyiymiş gibi. Baekhee neredeyse şeytani bir brokoli parçasıyla boğulup gidecekti; gözleri tabak gibi açıldı. Daha önce hiç erkek arkadaşı olmamıştı ve babası da ona lise bitmeden bir sevgili bulmamasını söylemişti; şimdi annesinin kalkıp bu çok doğal bir şeymiş gibi Baekhee'nin bir erkek arkadaşının olduğunu söylemesi onu ölümüne şaşırtmıştı. Kyuhyun'un annesinin düşünceleri hakkında tahminlerini dinlemek bir şeydi, bunları annesinin ağzından birebir duymak başka bir şey.

7 Şubat 2015 Cumartesi

Ego Savaşları - 5

Bir saat yirmi beş dakika sonra Baekhee kumların üzerine serilmiş yatıyordu; göğsü aldığı her nefeste körük gibi şişip iniyordu ve topa attığı bütün kafalar yüzünden başı zonkluyordu.

Topa ilk defa yanlışlıkla kafa atıp filenin karşısına yolladığında Changmin ve Kyuhyun onunla o kadar gurur duymuşlardı ki Baekhee, zaten kafası kollarından daha fazla işe yaradığından, bulduğu her fırsatta topa kafa atmaya başlamıştı. Takımına bir sayı kazandırdığında bütün takım arkadaşları gururla sırtına vurmuştu. Bütün maş boyunca sırıtışı suratına yapışıktı; onunla dalga geçmek yerine cesaretlendirip tezahürat eden arkadaş canlısı insanlarla oynarken kendini çok canlı hissediyordu.

Kyuhyun'un gerçekten iyi arkadaşları vardı.

Ancak oyun bittikten sonra ne kadar yorgun olduğunu sonunda idrak edebildi. Maç sırasında bunu hiç fark etmemişti, anlaşılan adrenalin ve kararlılığı bunu hissetmesine engel olmuştu; ama şimdi her şey bittikten sonra vücudunun her bir milimetresi ona kıpırdamamasını emrediyordu. Vücudundaki varlığını daha önce bilmediği kasların acısıyla kumun üzerine kıvrılmıştı ki Zelo üzerine bir şemsiye tutarak onu güneşten korumaya çalıştı.